Webb teleskobu, uzak bir gezegende olası bir yaşam bileşeni tespit etti

Gündem 09.12.2025 - 18:38, Güncelleme: 09.12.2025 - 18:38 60 kez okundu.
 

Webb teleskobu, uzak bir gezegende olası bir yaşam bileşeni tespit etti

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, ‘Goldilocks’ olarak bilinen yaşanabilir kuşakta yer alan TRAPPIST-1e gezegeninde metan izlerine rastladı. Ancak bilim insanları, bu sinyallerin gezegenin atmosferinden mi yoksa ana yıldızın kendi kimyasal gürültüsünden mi kaynaklandığı konusunda temkinli.
Gökbilimciler, Dünya'dan yaklaşık 39 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve kendi güneş sistemimizin ‘küçültülmüş bir versiyonu’ olarak nitelendirilen TRAPPIST-1 sistemine odaklandı. Sistemin merkezindeki ultra soğuk kırmızı cüce yıldızın etrafında dönen yedi gezegenden biri olan TRAPPIST-1e, sıvı suyun var olabileceği yörünge aralığında bulunmasıyla araştırmacıların dikkatini çekiyor.Astrophysical Journal Letters dergisinde yayımlanan iki yeni makale, James Webb Uzay Teleskobu'nun sağladığı ilk detaylı verileri analiz etti. Arizona Üniversitesi Ay ve Gezegen Laboratuvarı'ndan (LPL) Yardımcı Doçent Sukrit Ranjan ve ekibi, gezegende tespit edilen zayıf metan sinyallerinin kaynağını belirlemek için çeşitli senaryolar üzerinde çalışıyor.‘ATMOSFER OLUP OLMADIĞI DOĞRULANMALI’TRAPPIST-1e'nin potansiyel yaşanabilirliği üzerine konuşan Sukrit Ranjan, temel tezin basit olduğunu belirtti: "Eğer bir atmosferi varsa, yaşanabilirdir. Ancak şu anki birinci dereceden soru şu: Bir atmosfer var mı?"Araştırmacılar bu soruyu yanıtlamak için Webb Teleskobu'nun Yakın Kızılötesi Spektrografı (NIRSpec) cihazını kullandı. Gezegen, yıldızının önünden geçerken (transit geçiş) yıldız ışığının atmosferden süzülmesi prensibine dayanan bu yöntemle metan izleri tespit edildi. Ancak verilerin yorumlanması, ana yıldızın doğası gereği oldukça karmaşık.YILDIZDAN GELEN ‘KİMYASAL GÜRÜLTÜ’ RİSKİGüneşimizden çok daha küçük, sönük ve soğuk olan TRAPPIST-1 yıldızı, atmosferinde gaz moleküllerinin barınmasına izin verecek kadar düşük sıcaklığa sahip. Bu durum, tespit edilen metan sinyallerinin gezegenden değil, bizzat yıldızın kendisinden kaynaklanabileceği ihtimalini doğuruyor.Ranjan, durumu şöyle özetledi: "Metan izleri bildirdik ancak soru şu: Metan, gezegenin atmosferindeki moleküllerden mi yoksa ana yıldızdaki moleküllerden mi kaynaklanıyor? En son simülasyonlarımıza dayanarak, bu sinyallerin ana yıldızdan gelen 'gürültü' olma olasılığının daha yüksek olduğunu öngörüyoruz."Ekip, gezegenin Satürn'ün uydusu Titan gibi yoğun metan içeren bir atmosfere sahip olma ihtimalini de simüle etti, ancak bu senaryonun olasılığı düşük bulundu.GÖZLER 2026'DAKİ PANDORA GÖREVİNDEJames Webb'in sağladığı veriler devrim niteliğinde olsa da, kesin sonuçlar için daha gelişmiş tekniklere ihtiyaç duyuluyor. Bilim dünyası şimdi, 2026 başlarında fırlatılması planlanan NASA'nın Pandora misyonuna kilitlendi.Arizona Üniversitesi'nden Prof. Daniel Apai liderliğindeki Pandora, ötegezegen atmosferlerini ve ana yıldızlarını karakterize etmek için özel olarak tasarlanmış küçük bir uydu olacak. Ayrıca araştırmacılar, ‘ikili geçiş’ tekniğiyle hem havasız olduğu bilinen TRAPPIST-1b'yi hem de TRAPPIST-1e'yi aynı anda gözlemleyerek yıldızın etkisini verilerden ayrıştırmayı hedefliyor.
NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, ‘Goldilocks’ olarak bilinen yaşanabilir kuşakta yer alan TRAPPIST-1e gezegeninde metan izlerine rastladı. Ancak bilim insanları, bu sinyallerin gezegenin atmosferinden mi yoksa ana yıldızın kendi kimyasal gürültüsünden mi kaynaklandığı konusunda temkinli.

Gökbilimciler, Dünya'dan yaklaşık 39 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve kendi güneş sistemimizin ‘küçültülmüş bir versiyonu’ olarak nitelendirilen TRAPPIST-1 sistemine odaklandı. Sistemin merkezindeki ultra soğuk kırmızı cüce yıldızın etrafında dönen yedi gezegenden biri olan TRAPPIST-1e, sıvı suyun var olabileceği yörünge aralığında bulunmasıyla araştırmacıların dikkatini çekiyor.Astrophysical Journal Letters dergisinde yayımlanan iki yeni makale, James Webb Uzay Teleskobu'nun sağladığı ilk detaylı verileri analiz etti. Arizona Üniversitesi Ay ve Gezegen Laboratuvarı'ndan (LPL) Yardımcı Doçent Sukrit Ranjan ve ekibi, gezegende tespit edilen zayıf metan sinyallerinin kaynağını belirlemek için çeşitli senaryolar üzerinde çalışıyor.‘ATMOSFER OLUP OLMADIĞI DOĞRULANMALI’TRAPPIST-1e'nin potansiyel yaşanabilirliği üzerine konuşan Sukrit Ranjan, temel tezin basit olduğunu belirtti: "Eğer bir atmosferi varsa, yaşanabilirdir. Ancak şu anki birinci dereceden soru şu: Bir atmosfer var mı?"Araştırmacılar bu soruyu yanıtlamak için Webb Teleskobu'nun Yakın Kızılötesi Spektrografı (NIRSpec) cihazını kullandı. Gezegen, yıldızının önünden geçerken (transit geçiş) yıldız ışığının atmosferden süzülmesi prensibine dayanan bu yöntemle metan izleri tespit edildi. Ancak verilerin yorumlanması, ana yıldızın doğası gereği oldukça karmaşık.YILDIZDAN GELEN ‘KİMYASAL GÜRÜLTÜ’ RİSKİGüneşimizden çok daha küçük, sönük ve soğuk olan TRAPPIST-1 yıldızı, atmosferinde gaz moleküllerinin barınmasına izin verecek kadar düşük sıcaklığa sahip. Bu durum, tespit edilen metan sinyallerinin gezegenden değil, bizzat yıldızın kendisinden kaynaklanabileceği ihtimalini doğuruyor.Ranjan, durumu şöyle özetledi: "Metan izleri bildirdik ancak soru şu: Metan, gezegenin atmosferindeki moleküllerden mi yoksa ana yıldızdaki moleküllerden mi kaynaklanıyor? En son simülasyonlarımıza dayanarak, bu sinyallerin ana yıldızdan gelen 'gürültü' olma olasılığının daha yüksek olduğunu öngörüyoruz."Ekip, gezegenin Satürn'ün uydusu Titan gibi yoğun metan içeren bir atmosfere sahip olma ihtimalini de simüle etti, ancak bu senaryonun olasılığı düşük bulundu.GÖZLER 2026'DAKİ PANDORA GÖREVİNDEJames Webb'in sağladığı veriler devrim niteliğinde olsa da, kesin sonuçlar için daha gelişmiş tekniklere ihtiyaç duyuluyor. Bilim dünyası şimdi, 2026 başlarında fırlatılması planlanan NASA'nın Pandora misyonuna kilitlendi.Arizona Üniversitesi'nden Prof. Daniel Apai liderliğindeki Pandora, ötegezegen atmosferlerini ve ana yıldızlarını karakterize etmek için özel olarak tasarlanmış küçük bir uydu olacak. Ayrıca araştırmacılar, ‘ikili geçiş’ tekniğiyle hem havasız olduğu bilinen TRAPPIST-1b'yi hem de TRAPPIST-1e'yi aynı anda gözlemleyerek yıldızın etkisini verilerden ayrıştırmayı hedefliyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adliyehaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.