Türkiye ekonomisi için 2026 beklentileri! Nurullah Gür yazdı...

2025 yılını geride bırakırken, Türkiye ekonomisinin 2026 yılı yol haritası da belirginleşmeye başladı. İstanbul Ticaret Gazetesi yazarı Nurullah Gür, yeni yıla ilişkin beklentilerini kaleme aldığı yazısında, enflasyondan büyümeye, ihracattan istihdama kadar kritik göstergeleri analiz etti. Gür'e göre 2026'da büyümenin yüzde 3.7-4.0 bandında gerçekleşmesi için sanayi ve tarımın performansı belirleyici olacak. Enflasyonda ise Merkez Bankası'nın yüzde 19'luk hedefine ulaşılması, yapısal çözümlerin para politikasını ne ölçüde destekleyeceğine bağlı olacak.Nurullah Gür'ün bu haftaki yazısı şöyle:Türkiye ekonomisi için 2026 beklentileri!2025'i geride bırakıyoruz. Ekonomi cephesinde belirsizliklerin ve zorlukların ağır bastığı bir yıl oldu. Enflasyon beklentilerin üzerinde seyretti. Haliyle finansman maliyetleri yüksek kaldı. Büyüme ve istihdam ise yıl boyunca beklenenden daha iyi bir performans sergiledi. Peki, 2026 yılında Türkiye ekonomisini neler bekliyor? Bu yazıda ekonomik göstergeler üzerinden 2026 beklentilerine göz atalım.Ticaret ve büyüme cephelerinden başlayalım. 2025'te döviz kurları ve Avrupa pazarı ihracatı destekleyici olmadı. Yine de ihracat yüzde 4 civarında artış kaydetti. Avrupa pazarında son birkaç aydır toparlanma emareleri var. Avrupa ekonomisinin iktisadi canlılığını ve rekabetçiliğini uzun vadede olumsuz etkileyebilecek birçok yapısal problem var. Ama en azından 2026'da Avrupa büyümesinin 2025'in ilk yarısına kıyasla biraz daha iyi gelmesi bekleniyor. Bu durum Türkiye'nin ihracat rakamlarına olumlu yansıyabilir. Trump'ın tarife artışları küresel ticareti korkulduğu kadar olumsuz etkilemedi. Fakat yine de küresel ticaretin 2026'da tarihsel ortalamaların altında büyüyesi muhtemel. Özetle, dış pazar tarafı çok canlı olmasa da bundan 6 ay öncesinde olduğu gibi belirsizlik girdabında değil. Zorlayıcı koşullara rağmen mal ihracatının 2026’da 280 milyar doları az da olsa geçmesi bekleniyor.  ***2026’da TL’nin değerinin rekabet avantajı sağlamasını beklemek gerçekçi olmaz. Bununla birlikte, Euro/dolar paritesinin 1.10’un üzerinde olması avantajımıza. Ekonomik değişkenlerin kurlar üzerindeki etkisi sınırlı olacak. Jeopolitik riskler ve iç siyasete dair gelişmeler dövizin yönünü belirleyecek. Eğer buralarda aşırı büyük bir şok yaşanmazsa, döviz kurları 2025'e benzer oranlarda değişim gösterebilir. 2025'te inşaat ve hizmetler büyümenin itici güçleri olmuştu. Sanayi ve tarım ise beklentilerin altında kalmıştı. 2026'da inşaatın büyümeye katkısı yavaşlayabilir. Hizmetlerin ise 2025'e yakın bir performans sergilemesi bekleniyor. Sanayi ve tarımın performansı belirleyici olacak. 2026 büyüme beklentileri yüzde 3.7-4.0 bandında. Bu seviyeleri tutturmak için sanayi ve tarımın katkısı şart. İstihdam tarafında sanayi kan kaybediyor. İnşaat ve hizmet sektörleri ise genel işsizlik oranının yükselmesini engelliyor. Bunun ne kadar devam edeceği soru işareti. İşgücü istatistikleri önümüzdeki aylarda 2025'teki kadar olumlu gelmeyebilir. ***Enflasyon bir diğer kritik gösterge. Merkez Bankası'nın 2026 yıl sonu enflasyon ara hedefi yüzde 19. Erişmesi imkânsız bir seviye değil. Fakat üretim, rekabet, taşımacılık maliyetleri ve fiyatlama davranışlarına etki edecek yapısal çözümler para politikasını yeterince desteklemezse, hedeften uzaklaşırız. Para politikasından ziyade diğer politika alanlarının enflasyon üzerinde daha fazla belirleyici olacağı bir yıl var karşımızda. Politikalar arasında eşgüdüm sağlanamaması durumunda yıl sonu enflasyonu yüzde 22-24 civarında olur.Dezenflasyon performansı çok kritik. Bunun iki temel nedeni var:1. Ekonomik büyümenin vatandaş tarafından hissedilmesi için satın alma gücünün artması gerekiyor.2. Üretim kapasitesini ve rekabet gücünü koruyabilmek için finansman maliyetlerinin düşmesine ihtiyacımız var.Her ikisinin de yolu düşük enflasyondan geçiyor. Bereketli ve istikrarlı bir yıl olur inşallah.