İstanbul ekonomisinde rolü olan Rum ve Ermenilerin Kumkapı'daki varlıkları

Uşak Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Leyla Aksu Kılıç, ''Osmanlı İstanbul'unda Ermeni ve Rum esnafa dair bir kesit: 19. yüzyıl ortalarına doğru Kumkapı'' isimli araştırmasında, Kumkapı'daki Ermeni ve Rum esnafa ait 19. yüzyılın ortalarına denk gelen 6 nüfus defterini tahlil etti, Ermeni ve Rum esnafın mesleklerini, memleketlerini, yaş dağılımlarını, aile yapıları ve fiziksel özelliklerini ayrıntılı şekilde inceledi.   Doç. Dr. Kılıç, HİBYA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmada kullanılan nüfus defterlerinde 7 bin 119 Rum, 1.875 Ermeni esnaf kaydının tespit edildiğini, 19. yüzyılın ortalarına doğru Kumkapı'daki Ermeni ve Rum ahalinin tekstil sektörü, yiyecek, içecek, belediye hizmetleri, deri ve metal işleriyle ticaret olmak üzere muhtelif başlıklar altında değerlendirebileceğini, çok sayıda farklı iş koluyla iştigal ettiklerini söylemenin mümkün olduğunu ifade etti.   Kumkapı'daki Ermenilerin büyük ölçüde tekstil sektöründe yoğunlaştığının, Rumların ise yiyecek-içecek, ticaret ve belediye hizmetleri alanlarında faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini aktaran Kılıç, meslek dağılımı açısından bakıldığında, Ermenilerin tekstil sektöründe abacı, astarcı, dülbendci, basmacı, kazzaz, bezzaz, püskülcü, kapamacı, kürkçü, paçacı, kebeci, terzi, peştemalci, çulha, çulcu, simkeş gibi mesleklerde öne çıktığını söyledi.   Kılıç, Ermenilerin yiyecek ve içecek alanında balıkçı, meyhaneci, ekmekçi, aşçı, çorbacı, şerbetçi, ticaret alanında ise tüccar, hamal, küfeci, haffaf ve deri işçiliğinde çizmeci, kunduracı ve pabuççu olarak faaliyet gösterdiğini, metal işleri alanında kuyumcu, saatçi, kapu aletçisi, demirci, çilingir, kirişci, bakır yazıcısı; ev ve ev eşyası alanında sıvacı, düğmeci, çömlekçi, tuğlacı, eğitim işlerinde ise mektep hocası, mektep kalfası ve mektep kapucusu  gibi hizmetlerde bulunduğunu dile getirdi.   Rum esnafın da özellikle bakkal, meyhaneci, kaymakçı, simitçi, kasap, aşçı, manav, yemişçi, işkembeci, bozacı, yağcı, beziryağcı, kebapçı, fırıncı, helvacı, kasap, tavukçu, paçacı, sarımsakçı, yoğurtçu gibi gıda sektöründe öne çıktığına işaret eden Kılıç, ''Ayrıca belediye hizmetleri olarak hamamcı, deri eşya sektöründe ise pabuççu ve çizmeci, metal işleri alanında bakırcı ve nalbant, tekstil alanında abacı, astarcı, çorapçı, terzi, çulha, basmacı, sökük dikici, dikici, bezzaz ve ev eşyası alanında boyacı, bacacı, duvarcı, doğramacı, sıvacı gibi mesleklerde faaliyet içindedir. Bunun yanı sıra, her iki topluluk da ticaret, deri işleri, metal işçiliği ve ulaşım gibi alanlarda varlık göstermiştir. Ermeniler genellikle üretim ve el işçiliği gerektiren mesleklerde, Rumlar ise ticaret ve hizmet sektöründe yoğunlaşmıştır.'' dedi.   Ermeni ve Rum esnafın aile ve sosyal yapıları Doç. Dr. Leyla Aksu Kılıç, çalışmada dikkat çeken bir diğer hususun, Ermeni ve Rum esnafın aile ve sosyal yapılarına ilişkin olduğunu söyledi.   Kumkapı'daki Ermenilerin aileleriyle birlikte yaşadığı, mesleklerini çoğunlukla aile içinde aktardığı ve akrabalık ilişkilerine göre belgelere kaydedildiğini ifade eden Kılıç, buna karşın, Rum esnafın büyük ölçüde ''bekaran'' olarak yazıldığı ve bireysel bir yapı gösterdiğinin tespit edildiğini bildirdi.   Kılıç, bu durumun, 1821 yılındaki Rum isyanı sonrası güvenlik gerekçesiyle başkentten sürülen Rum bekarlarının, 1830'lu yıllarda İstanbul'daki ticari hayatın devamı için geri dönüşlerinin teşvik edilmesiyle açıklanabileceğini vurguladı.   Kumkapı'daki Rum esnafın çoğunluğunun yeni gelmiş ve geçici bir nüfus özelliği taşıdığını, Ermenilerin daha yerleşik ve ailevi bağları güçlü bir topluluk olarak şekillendiğini, buna karşın Rum esnafın büyük ölçüde geçici bir niteliğe sahip olduğunun söylenebileceğini belirten Kılıç, şu bilgileri verdi:   ''Kumkapı'daki Ermeni ve Rum esnafın Osmanlı imparatorluk coğrafyasının birçok farklı noktasından geldiği ve hatta bir kısmının memleketlerine geri döndüğüne dair kayıtlara ulaşmak mümkündür. Buna göre, Asitane'deki Ermenilerin 23 farklı yerleşim biriminden geldiği görülürken, Rumların memleketlerine dair dağılım daha çeşitlidir. Buna göre Kumkapı’daki Rum esnafın memleketlerine dair 164 farklı yerleşim biriminin adı geçmektedir. Kumkapı’daki Ermenilerin memleket bilgilerinde adı en çok geçen yer Asitane’dir. Asitane’nin yanı sıra Van, Erzurum, Sivas, Kayseri, Harput, Trabzon, Edirne,  Bayburt, Bursa ve Erzincan gibi Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden de kayıtlar bulunmaktadır. Rumların memleketleri ise yoğun olarak Kayseri, Filibe, Kesriye, Nevşehir, Maydos, Florina, Manastır, Kırkkilise, İncesu, Pınarhisar, Niğde, Kazanlık, Silivri, Ergiri, Midilli, Ohri, Kalkandere, Vize, Bor ve Asitane bulunmaktadır. Bu yoğunluk haritasına göre, Kumkapılı Rumların özellikle Anadolu ile Balkanlar ve adalardan geldikleri  görülmektedir.''   Ermeni ve Rumların fiziksel özellikleri   Doç. Dr. Leyla Aksu Kılıç, fiziksel özellikleri açısından, Kumkapı'daki Ermeni esnafın genel olarak orta boylu, kumral bıyıklı olduğu, Rum esnaf için ise daha detaylı bir fiziki profil çizildiğini, çoğunlukla orta boylu, ela gözlü, kumral bıyıklı, sivri burunlu, açık kaşlı ve esmer tenli olduklarının tespit edildiğinin kayıtlara geçtiğini aktardı.   Bu tür fiziksel tanımlamaların, dönemin Osmanlı nüfus kayıtlarındaki kişileri ayırt etmek için geliştirilen bir yöntem olarak değerlendirilebileceğini ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:   ''Sonuç olarak bütün bu veriler, 19. yüzyıl ortalarına doğru Kumkapı'nın yalnızca bir ticaret merkezi değil, aynı zamanda çok çeşitli sosyal, ekonomik ve kültürel etkileşimlerin yaşandığı bir mahalle olduğunu ortaya koymaktadır. Bu haliyle Kumkapı, Osmanlı'nın kozmopolit yapısının küçük bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Farklı etnik ve dini grupların ekonomik işleyiş için bir arada bulunduğu bu mahallede, Ermeni ve Rum esnafın meslekleri, yaşam biçimleri ve göç hareketleri dönemin toplumsal dinamiklerini anlamak açısından da önemlidir. Bu açıdan Kumkapı, yalnızca günlük ekonomik faaliyet sürdürülen bir mahalle değil, aynı zamanda göç, ticaret, aile yapıları ve meslek örgütlenmeleri açısından Osmanlı kent kültürünün zenginliğini de yansıtan kesit sunmaktadır.''   Hibya Haber Ajansı